Kültürel miras için iş birliğinin önemi

3 aylar önce 35

Dr. Av. Muhammed Hardalaç- Türkiye, zengin ve çeşitlilik gösteren kültürel mirasa sahip bir ülke. Birçok medeniyetin izlerini taşıyan ve farklı dönemlere ait yapıları bünyesinde barındıran ülkemizin kültürel miraslarından en önemlilerinden biri de İstanbul Boğazı’nın Marmara Denizi’ne açıldığı yerde, Anadolu Yakası’na yakın, kayalıklar inşa edilmiş, “Leandros Kulesi” olarak da bilinen Kız Kulesi’dir. Kız Kulesi, tarih boyunca çeşitli tamirat, restorasyon ve yenileme çalışmaları geçirmiştir. Kulede 1990’larda, 2000’lerin başında ve günümüzde önemli restorasyon projeleri gerçekleştirilmiştir. Bu projelerle, Kız Kulesi’nin orijinal yapısının korunması ve ziyaretçilere güvenli bir şekilde açık olması sağlanmıştır. Kız Kulesi, koruma altına alınan bir yapı olduğundan, her türlü restorasyon, bakım ve işletme faaliyeti belirli standartlara uygun şekilde gerçekleştirilmek zorundadır. Restorasyon çalışmaları için Türkiye’de yaygın olarak kabul edilen ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) prensipleri, 1983 tarihli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, imar planları ve diğer ilgili yönetmelikler dikkate alınır. Bu yönetmelikler, tarihi dokunun korunmasını ve orijinal yapıya sadık kalınmasını sağlamak için belirli kurallar ve yönergeler sunar. Kız Kulesi’nin hukuki statüsünü ve korunmasını düzenleyen temel kanun ise Türkiye’de Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’dur. İlgili kanun Türkiye’deki kültür varlıklarının korunmasını ve bu varlıkların gelecek nesillere aktarılmasını amaçlar. Kanun, tarihi yapıların tescili, koruma bölgelerinin belirlenmesi, restorasyon çalışmalarının yapılması, arkeolojik kazıların düzenlenmesi gibi konuları içerir. Kız Kulesi’nin koruma statüsü, kanunun gerekliliklerine göre belirlenir. Koruma altındaki bir yapı olarak, Kız Kulesi’nin fiziksel bütünlüğü, orijinal mimari özelliklerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşır. Restorasyon çalışmaları, koruma uzmanları tarafından denetlenir ve kanunun belirlediği prensipler doğrultusunda gerçekleştirilir.

Farklı disiplinler

Kültür varlıklarının doğru şekilde korunması şarttır. 2863 sayılı Kanun’da “koruma” kavramı “taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, restorasyon, fonksiyon değiştirme işlemleri; taşınır kültür varlıklarında ise muhafaza, bakım, onarım ve restorasyon işleri” olarak tanımlanıyor. Korumanın amacı, belli bir dönemin belli bir yaşam biçiminin, belirli bir kültürel birikimin ister korunduğu çağda olsun ister daha sonraki çağlar için olsun gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamaktır. Kültürel varlıkların korunmasında uygun restorasyon tekniklerinin uygulanması, farklı uzmanlıklar ile iş birliği içinde olunması, çalışmanın çok yönlü bir araştırma ve disiplinler arası bir ekiple gerçekleştirilmesi bu nedenle çok önemlidir. Yakın zamanda gerçekleştirilen Kız Kulesi’nin restorasyonu da alanında uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı ve Han Tümertekin’in danışman olarak destek vermesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirildi. Tüm bu çalışmalar sonucunda İstanbul’un tarihi ve kültürel simgelerinden biri olarak kabul edilen Kız Kulesi, yeniden yerli ve yabancı ziyaretçilerine açıldı.

Tum Makaleyi Oku