Ünal Aysal: "O gün sinirlendim, istifa sinyali verdim..."

3 aylar önce 38

Ünal Aysal, görevini bırakmasıyla ilgili perde arkasında yaşananları da tek tek anlattı.

"BÜTÜN SPORTİF BRANŞLARIN..."

"2000 ila 2011 arası Galatasaray'la olan ilişkilerim daha çok artmaya başladı. Galatasaray'ın zorluklarını oradaki yöneticilerden öğreniyordum. Başkanlığım dönemimde bütün sportif branşların hepsinde hemen hemen şampiyonluk aldık. Sanırım bir tek Erkek Voleybol'da kupa kazanamadık."

KADIKÖY'DE NELER YAŞANDI?

"Samimi söyleyeyim ben o gün Kadıköy'den kupayla ayrılacağımızdan yüzde 100 emindim. Hem takımda hissettim hem kendimde hissettim. Çünkü ilk senemde başarısız olma şansım yoktu. Yöneticiler, teknik ekip ve oyuncular en ufak bir endişeyle gitmediler o stada. Ama neden bu kadar inanmıştık? Çünkü çok haksız bir süreç sonunda o duruma geldik. Kadıköy'de kupamızı vermedikleri zaman 'Bu kupa buradan alınacak, bir daha da böyle bir rezalet yaşanmayacak' demiştim. Biz 9 puan farkla şampiyon olacaktık. Play-off denilen olay, Türk futbol tarihinde ilk defa Galatasaray'ın şampiyonluğa yakın olduğu bir senede bize verilen cezaydı. Böyle bir haksızlık, böyle bir gariplik o zamanki TFF nasıl böyle bir şey yaptı? O gücü kimden aldı bilemiyorum."

"HOCASIZ 9 MAÇTA PUAN KAYBETMEDİK"

"Bu şampiyonluktan sonra peşinde bir şampiyonluk daha geldi. Ama sıkıntılar yine devam ediyordu. Fatih Terim 9 maç ceza almıştı. Hocasız 9 maçı puan kaybetmeden geçirdik. Demek ki şampiyonluğu gerçekten isteyen bir takım vardı."

"YABANCI KURALI ELİMİZİ KOLUMUZU BAĞLADI"

"2013-2014 sezonunun başında TFF'nin getirdiği yabancı kuralı (6+0+4), bizim elimizi kolumuzu bağladı. En iyi oyuncularımızın bir çoğu yabancıydı. Onları kadroya sokamıyorduk, oynatamıyorduk. 5 yabancı ilk 11'de oynuyordu, 1'i yedek. Dışardan ve içerden Florya karıştırılmak isteniyordu. Ama gene de ikincilik ile bitirdik o seneyi. Kupa aldık ve Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan çıktık."

"TARAFTARIMIZ BİZE İNANDI"

"Benim esas hedefim Galatasaray markasının yurt dışında başarılı olmasıydı. Şampiyonlar Ligi veya Avrupa Ligi'nde süreklilik elde etmemiz gerekiyordu. Bunun için de içimizde yeniden bir organizasyon gerekiyordu. Kurumsallık getirmek istiyorduk. Taraftarımız bize inandı ama kulüp içerisinden tenkitler almıştım."

MALİ DURUMLAR

"O dönem kulübün en fazla gelir sağladığı, ek borçlanmadığı, borçlarının artmadığı ama o gelirini de başarıya harcadığı bir dönemdi. Galatasaray'ı aldığım gün borcu ne ise bıraktığım gün de borcu aşağı yukarı aynıydı. Başarıyı devamlı kılmak istediğimiz için gelirlerimizi o şekilde harcıyorduk. Başarı gelmezse ne reklam alabilirsiniz, ne sponsor alabilirsiniz ne taraftar gelirdi. Ben Galatasaray'ın hiçbir mal varlığını satmadım. Bilakis benim dönemimde Kalamış yeniden yapıldı, Taç Spor satın alındı, 117 milyon Euro'yla yeni bir Futbol Takımı kurmuştuk. Bizden sonra da şampiyon oldular 4.yıldızı taktılar."

AVRUPA SÜPER LİGİ HAKKINDA

"Londra'da bir TV'de: 'Avrupa Süper Ligi oluşturmalıyız. UEFA'dan hoşlanmıyoruz, 7-8 takımın oluşturduğu bir kurgudur, biz onların kurallarına alet olmak istemiyoruz. Kendi eşit şartlarımızda mücadele etmek istiyoruz.' demiştim."

NEDEN AYRILDI?

"Ben iş adamıyım pozitif düşünürüm. Kaybetmekten hiç hoşlanmam. Dışardan inanılmaz bir baskı yiyorduk. Gerek TFF gerek başka güçler tarafından. Sonra dedim ki en azından kendi camiamdan destek göreyim ki sorunlarla baş edebileyim. Montaj dosya hazırladılar. Neymiş Galatasaray'ın %25'ini satıyormuş. Herkesin eline kırmızı dosyalar verilmiş, organize olunmuş. O gün sinirlendim ve istifa sinyalini verdim. Çünkü o bir güven kaybıdır. Benim ne satmam mümkün ne öyle bir şey yapmam mümkün. Ben mal satmadan büyümenin etkisiyle Galatasaray'ın borçlarını ödemeyi planlıyordum. Benden sonra gelen başkanlar küçüldüler ve kulübün gayrimenkullerini satarak borçlarını ödemek zorunda kaldılar." şeklinde konuştu.

Tum Makaleyi Oku