Soykırımı Cannes’da anlatacak

1 ay önce 35

İsrail’in Filistinlilere uyguladığı işgal ve soykırım, Filistinli yönetmenlerin filmleriyle dünyaya duyurulmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Salt, Filistin’i anlatan “Kırık Kameralar” gösterim programında on yapımı Türk izleyicisiyle buluşturmuştu. Yönetmenliğini Wisam Al Jafari’nin yaptığı “Ambiyans” isimli kısa film de program kapsamında gösterildi. Beytüllahim’deki mülteci kampında yaşayan iki gencin, müzik yarışması için hazırlanmasını konu alan yapım, arka planda İsrail zulmünü gözler önüne seriyor. Dün başlayan Cannes Film Festivali’nde ilk kez gösterilecek Al Jafari’nin de rol aldığı, “The Deer’s Tooth/Geyik Dişi” isimli kısa film festivalde Filistin’in konuşulmasını sağlayacak. Yönetmen, hem “Ambiyans”ı hem de yeni kısa filmi “Geyik Dişi”ni Yeni Şafak’a anlattı.

FİLM İSRAİL’İN ÖLDÜRDÜĞÜ ÇOCUKLARI ANLATACAK

Gazze’de bugüne kadar 15 binden fazla çocuğun öldüğünü söyleyen Al Jafari, Saif Hammash’ın yönettiği “Geyik Dişi” ile çocukların hikayesini anlattıklarını dile getirdi. Yönetmen, “İsrail tarafından öldürülen çocukları konu alan yeni filmimiz, Cannes Film Festivali’nin La Cinef Yarışması’na seçildi. Filmde, Filistinli yazar Walid Daqqa’nın hapiste kaleme aldığı ‘Esir’ romanından bir sahne var. Daqqa geçen ay İsrail tarafından hapisteyken öldürüldü. Festivalde, İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumlara ne olduğu ve İsrail tarafından Gazze’de öldürülen çocukları konuşacağız” dedi.

KAMP DUVARLARI SOSYAL MEDYAMIZ

Filistinli yönetmen, “Ambiyans”ın Türkiye’de gösterilmesinin, Filistin davası için önemli olduğunun altını çizdi. Wisam Al Jafari; filmin karakterlerinin Filistin halkı gibi, tüm olumsuzluklara rağmen yeni bir yol bulmanın mümkünlüğünü ortaya koyduğunu ifade etti. Filmin çıkış hikayesini ve kampın kendileri için anlamını anlatan Al Jafari, “Bir kilometre içinde 17 bin kişinin yer aldığı bir kampta yaşıyorum. Komşunuzun evinde bir şey olursa, bunu siz de bilir, kokusundan pişirdiği yemeği anlayabilirsiniz. Kamptaki mahremiyet meselesi üzerine düşündüm ve bu senaryoyu kaleme aldım. Oyuncuları, kampta yaşayan kişilerden seçtim, zaten onlar da oyunculuk değil, günlük rutinlerini sergiledi. Çünkü İsrail’in kampa saldırması ya da birinin tutuklanması, günlük yaşamımızın bir parçası. Kamp bizim için, eve geri döneceğimiz güne kadar bir bekleme istasyonu. Kamptaki duvarlar ise sosyal medyamız. Duvarlarda, köylerimizin ismini, 1948’de olanları, İsrail’in bizi sürerek nasıl mülteci kamplarına taşıdığını ve öldürülen siyasi liderlerimizin isimlerini görebilirsiniz. Ambiyans’ta tüm bunları görebiliyorsunuz. Filmle, izleyiciyi yaşadığım yerde yolculuğa çıkarmak ve tarihimiz hakkında bilgilendirmek istedim” ifadelerini kullandı.

Wisam Al Jafari

Filistin’in ilk sinema okulunda okudum

Aslen Kudüs’ün kuzeyba-tısındaki Rafat köyünden olan Yönetmen Wisam Al Jafari, ailesinin Nekbe’yle Rafat’tan Dheisha’ya sürül-düğünü, o günden beri Beytüllahim’deki Dheisha Mülteci Kampı’nda yaşadığını söyledi. İlk belgesel denemesini dedesiyle yaptığını ifade eden Al Jafari sonrasını “Atölyeler ve yaz kampları sayesinde kamerayla tanıştım. İlk belgeselimi 2007 yılında dedemle çektim. Dedem, 1948’den önce Rafat’ta nasıl yaşadıklarını 1948’de başlarına gelenleri ve kampı nasıl kurduklarını anlattı. Filistin’in ilk sinema okulu olan Dar Al-Kalima Üniversitesi’nde ‘film yapımı’ bölümünü okudum. Ambiyans’ı mezuniyet projesi olarak çektim” diye anlattı.

Tum Makaleyi Oku